İZMİR

Atamer mahallesinde neler oluyor?

İzmir'in Buca ilçesinde devam eden Onat Tüneli inşaatı, yıllardır süren gecikmelerle birlikte mahalle sakinlerini mağdur ediyor. Proje, 2018 yılında CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatıldı ve Konak ile Buca'yı birbirine bağlayarak trafiğe nefes aldırması bekleniyordu. Ancak, 2021'de tamamlanması planlanan tünel, bugün hâlâ bitmemiş durumda ve 2026'ya sarkmış görünüyor.

Abone Ol

21 Kasım 2025'te, zabıta ekipleri bir binayı tahliye etmek için balyozla kapıyı kırmaya kalkınca gerilim doruğa ulaştı. Mahalleli, ekiplere engel olmaya çalıştı ve arbede çıktı; bazı sakinler çatılara çıkarak eşyalarını sokağa fırlattı. Polis ve sağlık ekipleri ihbar üzerine müdahale ederken, olay yerinde yaralananlar oldu ve mahalle adeta isyana döndü. Mahalle sakinlerinden Yeliz Duman, balyoz sesleriyle uyandıklarını ve evlerin deprem gibi sallandığını anlatarak, muhatap aradıklarını söylüyor. Çiğdem Duman ise altı aydır süren sorunlara dikkat çekerek, kira desteğinin yetersiz kaldığını vurguluyor. Mahalleli, Tugay'ın bölgeye gelmesini talep etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zeki Yıldırım, mahalleliyle görüşerek durumu bildiklerini ve çalışmaların yapılacağını belirtti. Ancak, bu açıklamalar sakinleri tatmin etmedi ve gerilim devam etti.

CHP ve AK Parti arasında kriz çıktı

AK Parti Konak İlçe Başkanı Mehmet Sait Başdaş, CHP'yi sert eleştirerek, yıkım girişimlerinin yasal dayanağı olmadığını ve belediyenin bir buçuk yıldır muhatap almadığını iddia etti. Başdaş, vatandaşlara mobbing uygulandığını ve sürecin şeffaf olmadığını belirterek, Tugay'ı sorumluluk almaya davet etti. CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç, ise Başdaş'a yanıt vererek, önceliğin vatandaşların can güvenliği olduğunu vurguladı ve AK Parti'nin konuyu siyasete alet ettiğini savundu. Güç, tünel projesinin İzmir'e nefes aldıracağını, kamulaştırmaların yapıldığını ve sosyal yardımların sağlandığını belirterek, "Hiçbir vatandaş yalnız bırakılmadı" dedi. Başdaş, bu yanıta karşılık vererek, dokuz yıldır süren gecikmeleri ve şeffaflık eksikliğini eleştirdi; yıkılan bina sayısının belirsiz olduğunu hatırlattı. CHP'li yetkililer, AK Parti'nin "eli belinde siyasi şov" yaptığını söyleyerek, can güvenliği üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğini ifade etti. Olay, sosyal medyada da yankı buldu; Atamer sakinleri, CHP liderlerine doğrudan mesajlar atarak hasar kayıtlarının aylardır incelenmediğini şikayet etti. Bir sakinin, "40 gündür dönüş yok, evler hasarlı" paylaşımı, belediyenin ihmalkarlığını öne çıkardı. AK Parti cephesi, projenin 559 milyon liraya üç yılda biteceği vaadinin tutulmadığını ve İzmir'in tünel projelerine karşı CHP'nin geçmişteki davalarını hatırlattı. CHP ise, imar planlarının yasal olmadığını ve prefabrik ev taleplerinin değerlendirileceğini savundu. Bu siyasi kavga, mahallelinin mağduriyetini gölgede bırakırken, valiliğin devreye girmesi çağrıları yükseldi. Uzmanlar, inşaatın zemin etütlerinin yetersiz olabileceğini belirterek, daha kapsamlı inceleme öneriyor. Olay, İzmir siyasetinde yeni bir gerilim hattı oluşturdu ve taraflar arasında uzlaşma sinyali gelmedi. Mahalle sakinleri, hem inşaatın durdurulmasını hem de adil tazminat talep ediyor.

Neden balyozla müdahale edildi?

Onat Tüneli inşaatı nedeniyle hasar gören Atamer Mahallesi'ndeki bir binanın tahliyesi sırasında zabıta ekipleri, kapıyı balyozla açmaya çalıştı. Bu müdahale, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin encümen kararıyla Ağustos ayında aldığı tahliye ve yıkım emrine dayanıyordu. Belediye, İmar Kanunu'na göre can güvenliği tehlikesini gerekçe göstererek, yaklaşık 30 gün süre tanınan tebligatı uyguluyordu. Bina, tünel çalışmalarından kaynaklanan çatlaklar ve zemin kaymaları nedeniyle riskli kabul edildi. Ekipler, sakinlerin tahliyeye direnmesi üzerine kapıyı zorla açmak için balyoz kullanmak zorunda kaldılar. Bu olay mahallelinin tepkisini çekti ve arbedeye dönüştü; bazı sakinler çatılara çıkıp eşya fırlattı. Belediye açıklamasında, toplam 52 binanın tehlike arz ettiği belirtilerek, kamulaştırma süreçlerinin titizlikle yürütüldüğü vurgulandı. Olayın görüntüleri sosyal medyada yayıldı ve gerilimi artırdı. AK Parti cephesi, bu müdahaleyi CHP'nin "vatandaşa mobbing" uygulaması olarak eleştirdi. CHP ise, önceliğin vatandaşların can güvenliği olduğunu savunarak, gecikmenin sakinlerin direnişinden kaynaklandığını belirtti. Tahliye, tünel projesinin etkileşim alanındaki binalar için standart bir prosedür olarak uygulandı. Ekiplerin amacı, yıkım öncesi binayı boşaltmaktı; ancak direniş nedeniyle polis müdahalesi gerekti. Belediye, kira yardımı ve alternatif konut sözü verse de, sakinler bunları yetersiz buldu. Aslında balyoz müdahalesi, tahliye tebligatına uyulmamasının doğrudan sonucu olarak gerçekleşti. Uzmanlar, zemin etütlerindeki yetersizliğin bu hasarları tetiklediğini düşünüyor.

AK Parti niye olaya müdahil oldu?

AK Parti, Onat Tüneli’ndeki kriz patlak verir vermez hemen mahalleye inip vatandaşların yanında poz vererek “biz halkın yanındayız” mesajını güçlü şekilde vermek istiyor. Projenin 2018’den beri bitirilememesini CHP’nin yönetim beceriksizliği olarak gösteriyor ve “CHP’nin bitirdiği proje yoktur” söylemini tekrarlıyor. Balyozla kapı kırılan tahliye görüntülerini “vatandaşa zorbalık ve mobbing” diye etiketlenip sosyal medyada hızla yayılıyor. İlçe başkanı ve milletvekilleri “Cemil Tugay istifa” sloganıyla gündem oluşturuyor. Kira yardımının yetersizliği, kamulaştırma sürecinin şeffaf olmayanlığı sürekli vurgulanıyor. Geçmişte Konak Tüneli’ni kendilerinin tamamlamış olduğunu hatırlatarak “biz yaparız, onlar yapamaz” karşılaştırması yapılıyor. “Belediye bu işi çözemiyorsa valilik devreye girsin” diyerek merkezi iktidarın ağırlığını ortaya koyuyor. İzmir’in topladığı vergiden sadece yüzde 5 pay ayrıldığını söyleyerek kaynak suçlaması yöneltiyor. CHP İl Başkanı Çağatay Güç, kira yardımı ve sosyal desteklerin sağlandığını belirterek AK Parti'yi "can güvenliği üzerinden siyaset yapmakla" suçluyor.

Bundan sonra ne olacak?

Onat Tüneli projesinde kazı çalışmaları zaten %80-90 oranında tamamlandı; kalan kısım 2025 Haziran'ında tünellerin birbirine kavuşmasıyla bitecek. Elektromekanik işler, bağlantı yolları ve viyadükler dahil toplam proje 2025 ortalarında tamamlanıp 2026 ikinci çeyreğinde trafiğe açılacak. Atamer Mahallesi'ndeki hasarlı 52 bina için 19 Kasım'da meclis oybirliğiyle kamulaştırma kararı alındı; Kıymet Takdir Komisyonu bedelleri belirleyecek ve belediye evleri satın alacak. Kira yardımı, taşınma desteği ve sosyal yardımlar devam edecek, prefabrik konut talepleri değerlendirilecek. Mahalle sakinleri 40 günlük inceleme gecikmelerini sosyal medyada dile getirerek valilik müdahalesi istiyor, ancak belediye görüşmelerle yatıştırmaya çalışıyor.

Diyalog sorunu

AK Parti ve CHP arasındaki Onat Tüneli kavgası, temelde siyasi rekabeti işaret ediyor. AK Parti, CHP'nin projedeki gecikmeleri öne sürerek eleştiri yöneltiyor. CHP ise AK Parti'yi "can güvenliği üzerinden siyaset yapmak" ve provokasyonla suçlayarak, kendi kriz yönetimini savunuyor ve karşı tarafı şov yapmakla itham ediyor. Diyalog yerine kavga tercih edilmesi, her iki partinin de tabanını konsolide etmek ve medyada gündem yaratmak amacıyla yapılıyor; bu, İzmir gibi muhalefet güçlü bölgelerde oy devşirme fırsatı yaratıyor. Siyasi kutuplaşma, tarafların uzlaşma yerine suçlamaları seçmesini teşvik ediyor, zira bu yöntem kısa vadede daha etkili bir propaganda aracı olarak görülüyor. Sonuçta, bu yaklaşım mahalle sakinlerinin mağduriyetlerini gölgede bırakıyor ve sorunların çözümünü geciktirerek krizi derinleştiriyor.

Olanlar normal mi?

Bir mahallede inşaat kaynaklı hasar ve tahliye krizi çıkması olağan olabilir ama bu kadar sert siyasi kavgaya dönüşmesi Türkiye’nin aşırı kutuplaşmasından kaynaklanıyor. İzmir'de uzun yıllardır CHP seçimleri açık ara kazandığı için AK Parti her krizi “belediye beceriksiz” diye ulusal gündeme taşıyor, CHP de bunu “siyasi provokasyon” diye savunmaya geçiyor. Sonuçta mahallelinin sorunu ikinci planda kalıyor, asıl mesele partilerin birbirini yıpratma yarışı haline dönüşüyor.