10 Kasım'ın anlamı ve önemi

Abone Ol

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikal edişinin 87. yılında yine tüm Türkiye yas ve hüzne boğuldu. Saatler 09:05'i gösterdiğinde İzmir'de ve tüm ülkede hayat durdu. Türk milleti, Atatürk'e saygısını gösterdi. Büyük Önder Atatürk; 10 Kasım 1938 tarihinde, saat tam 09:05'te Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu. Her yıl bu tarihte ülke genelinde Atatürk'ün aziz hatırasını yaşatmak ve hatırlatmak için tüm ülkede sirenler çalar ve hayat iki saygı duruşuyla durur. 10 Kasım, Atatürk'ün fikirlerini anma ve gelecek nesillere aktarma günü olarak akıllara kazınır. 10 Kasım'da, Atatürk'ün mirası olan Cumhuriyet'in değerleri bir kez daha hatırlanır. Ağır hasta olduğunda bile ülkesinin geleceğini ve sorunlarını değerlendirerek çözümler arayan Atatürk, Hatay meselesinde canını hiçe sayarak bu kritik konuya el atarak Hatay'ı anavatana kazandırmıştır. Hatay örneği bile Atatürk'ün ülkesinin ve milletini ne ölçüde sevdiğinin göstergesidir. 10 Kasım 1938 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşı, Dolmabahçe Sarayı'ndan Ankara'ya getirilerek Etnografya Müzesi'nde geçici kabre yerleştirildi ve burada 15 yıl özel bir işlemle muhafaza edildi. Anıtkabir'in inşası tamamlanana kadar tahnit işlemiyle naaşın korunması sağlandı. 1953 yılında, Atatürk'ün vefatının 15. yıldönümü olan 10 Kasım'da naaş, Etnografya Müzesi'nden büyük devlet töreniyle çıkarıldı. Saat 09:05'te saygı duruşu ve top atışlarıyla başlayan tören, matem marşı eşliğinde devam etti. Naaş, 12 askerin omuzlarında top arabasına yerleştirildi ve 136 asteğmen tarafından çekilerek Anıtkabir'e doğru yola çıkarıldı. Kortej, binlerce vatandaşın ve devlet erkanının katılımıyla Ankara caddelerini dolaştı. Anıtkabir'e saat 12:15'te varan kortej, Aslanlı Yol'dan geçerek mozoleye ulaştı. Naaş, askerlerin omuzlarında Şeref Holü'ne taşındı ve katafalka konuldu. Tören, Kur'an tilaveti ve dualarla tamamlandıktan sonra naaş ebedi istirahatgahına indirildi. Bu nakil, Atatürk'ün Cumhuriyet'in sembolik kalbine kavuşmasını temsil eden tarihi bir olay olarak anıldı. Günümüzde Anıtkabir, halen milyonların ziyaret ettiği bir yapı. 10 Kasım'da ise bambaşka bir anlamın yansıması olarak ziyaretçilerin akınına uğruyor.

Anıtkabir, Ankara'nın Rasattepe mevkiinde 750 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu, Atatürk'ün ebedi istirahatgahı olan anıt mezar. Mimarı Prof. Dr. Emin Onat ve Doç. Dr. Orhan Arda olup, 1941'de açılan ulusal yarışmayı kazanarak projeyi hayata geçirmiş. Yapı, Selçuklu ve Osmanlı mimari unsurlarıyla modern Türk mimarisini birleştiren eklektik bir üsluba sahip. Kompleks, Aslanlı Yol, Tören Meydanı, Mozole ve Şeref Holü başta olmak üzere on ana bölümden oluşuyor. Aslanlı Yol, 262 metre uzunluğunda, iki yanında 24 aslan heykeliyle bağımsızlık ve gücü simgeliyor. Tören Meydanı, 15 bin kişi kapasiteli olup, yerdeki traverten taşlar Anadolu'nun bereketini temsil ediyor. Mozole, 42 metre yüksekliğinde, sekizgen planlı ve piramit çatıya sahip anıtsal bir yapı. Şeref Holü'nde Atatürk'ün lahdi bulunur; gerçek mezar ise holün altında, doğrudan toprağa gömülü. Dış cephelerde Türkmen taşı, iç mekanlarda ise mermer, bronz ve mozaik kullanılmış. Anıtkabir, barış ve zafer temalarını yansıtan heykel grupları, kabartmalar ve yazıtlarla zenginleştirilmiş, Cumhuriyet'in gücünü ve sürekliliğini simgeleyen eşsiz bir eser.

Her 10 Kasım, Türk milleti için bir matem ve bir anma günü olarak çok özel bir gün. Bu özel gün, aralıksız olarak 87 yıldan bu yana yaşatılıyor. Genç nesiller de bu günün anlam ve önemini kavrayarak Büyük Önder Atatürk'e bağlılıklarını gösteriyorlar.