Türkiye'de enflasyon verileri, resmi rakamlarla bağımsız hesaplamalar arasında derin bir uçurum yaratmaya devam ediyor. TÜİK'in açıkladığı Eylül 2025 enflasyon oranı aylık %3,23, yıllık %33,29 olarak gerçekleşti. Bu verilere göre, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda %4,62'lik artış temel belirleyici oldu. Ancak, bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Eylül için aylık %3,79 ve yıllık %63,23'lük bir oran hesapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eylül'deki artışı dönemsel etki olarak açıklayarak ekonominin güçlü temellere dayandığını ifade etti
Uzmanlar, bu farkın metodolojik farklılıklardan kaynaklandığını belirtiyor. TÜİK'in sepet ağırlıklarını eleştiren ekonomistler, gerçek enflasyonun halkın günlük harcamalarını yansıtmadığını savunuyor. X platformunda da benzer tartışmalar alevlendi; kullanıcılar TÜİK rakamlarını "saray enflasyonu" olarak nitelendiriyor. ENAG Başkanı Prof. Veysel Ulusoy, fiyat düzeyindeki uyumsuzluğun "pahalı ama fakir paradoksunu" yarattığını vurguluyor. Hükümet cephesinden ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eylül'deki artışı "dönemsel etki" olarak açıklayarak ekonominin güçlü temellere dayandığını ifade etti. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, yastık altı altın stokunun enflasyonla mücadeleyi zayıflattığını öne sürdü. Bu açıklamalar, sosyal medyada "enflasyonun sebebi Türk halkı mı?" diye tepki çekti. Emekliler ise gerçek enflasyonun %120'yi aştığını belirterek seyyanen zam talebinde bulunuyor. Altın fiyatlarındaki rekor yükseliş de enflasyon göstergesi olarak yorumlanıyor; uzmanlar bu tabloyu "gerçek enflasyonun patlaması" olarak görüyor. Avrupa'da enflasyon oranları %2-3 bandındayken Türkiye'nin TÜİK verisi bile G20'de lider konumda. ENAG'a göre ise fark %100'ü aşıyor, dünya ekonomistleri TÜİK'e inanmıyor.
Tekstil gibi sektörlerde konkordato ilanları artarken, enflasyonun iflas dalgası yarattığı belirtiliyor
Merkez Bankası, Eylül'de faizleri %40,5'e indirirken, analistler bu hamlenin enflasyonu körükleyebileceğini uyarıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yıl sonu enflasyonunun %30'un altında kalacağını öngörüyor, ancak piyasa beklentileri %31 civarında. Tekstil gibi sektörlerde konkordato ilanları artarken, enflasyonun iflas dalgası yarattığı belirtiliyor. Bağımsız ekonomistler, kamu zamlarının enflasyonu tetiklediğini, bütçe disiplininin zayıf kaldığını söylüyor. Halkın alım gücü erirken, gerçek Türkiye fotoğrafı tartışmaları sürüyor. ENAG, metodolojisinin şeffaf olduğunu savunuyor. Uzmanlar, enflasyonun düşüş trendinin durduğunu, Ekim verilerinin kritik olacağını öngörüyor. Sosyal konut ve kredi teşvikleri gibi adımlar atılsa da, emlak fiyatlarındaki enflasyon baskısı devam ediyor. Ekonomi yazarları, liyakat eksikliğinin enflasyonla mücadeleyi baltaladığını dile getiriyor. Sonuçta, resmi rakamlar umut verse de, bağımsız veriler ve halkın algısı Türkiye'nin ekonomik gerçekliğinin daha karmaşık olduğunu gösteriyor.




