İZMİR

İzmir’de tehlike çanları: Barajlar tarihi dipte, su krizi kapıda

İzmir’in içme suyu kaynaklarında alarm veriliyor. Balçova ve Gördes barajlarında kullanılabilir su sıfıra inerken, Tahtalı Barajı’ndaki doluluk oranı yüzde 1,62’ye kadar düştü.

Abone Ol

İzmir, son yılların en ciddi kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. Kente içme suyu sağlayan barajlardaki su seviyeleri, endişe verici boyutlara ulaştı. İZSU’nun 4 Kasım 2025 tarihli verilerine göre, barajlardaki genel doluluk oranı geçen yıla göre dramatik biçimde düştü. Özellikle bazı barajların tamamen kurumuş olması, kenti bekleyen olası bir su krizinin sinyallerini veriyor.

Barajlarda genel durum kritik eşikte

İzmir’in su ihtiyacını karşılayan altı büyük barajın doluluk oranları kritik seviyelere indi. Balçova ve Gördes barajlarında kullanılabilir su hacmi sıfırlandı. Balçova Barajı’nda aktif doluluk oranı %0,00 olarak ölçülürken, Gördes Barajı’nda da benzer bir tablo hâkim. Geçen yıl aynı dönemde %13,19 seviyesinde olan Balçova Barajı, bir yıl içinde tamamen kurudu. Uzmanlara göre bu durum, yağışların yetersizliğiyle birlikte artan sıcaklıkların barajlardaki su rezervlerini tarihi dip seviyelere çekmesinden kaynaklanıyor.

Geçen yıla göre korkutan düşüş

İZSU verilerine göre, İzmir barajlarındaki doluluk oranları geçen yıla kıyasla dramatik şekilde azaldı.

  • Tahtalı Barajı: %13,88 → %1,62

  • Güzelhisar Barajı: %65,74 → %45,59

  • Ürkmez Barajı: %9,38 → %3,70

  • Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı: %7,94 → %0,05

Özellikle Tahtalı Barajı’ndaki düşüş, İzmir’in su geleceği açısından büyük bir tehlikeyi işaret ediyor. Bir yıl içinde milyonlarca metreküplük su kaybı yaşandı.

Tahtalı ve Güzelhisar’da endişe hakim

İzmir’in ana su kaynağı olan Tahtalı Barajı, şu anda tarihinin en düşük seviyesinde.
Aktif doluluk oranı yalnızca %1,62 seviyesinde. Kullanılabilir su hacmi 4,6 milyon metreküpe kadar gerilerken, geçen yıl aynı tarihte bu miktar 40 milyon metreküptü. Bir diğer önemli kaynak olan Güzelhisar Barajı ise geçen yıla oranla %20’lik düşüşle dikkat çekiyor. Uzmanlar, mevcut seviyelerin yaz aylarına kadar korunmasının imkânsız olduğunu ve olası su kesintilerinin kaçınılmaz hâle gelebileceğini belirtiyor.

Diğer Barajlarda da alarm zilleri çalıyor

Ürkmez ve Alaçatı Kutlu Aktaş barajlarında da durum iç açıcı değil.

  • Ürkmez Barajı’nda doluluk oranı %3,70’e gerilerken, kullanılabilir su miktarı yalnızca 305 bin metreküp.

  • Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı’nda ise %0,05 doluluk oranıyla adeta kuraklık yaşanıyor. Barajda sadece 8 bin metreküp su kaldı.

Bu tablo, İzmir’in kıyı bölgelerinde dahi su sıkıntısının kapıda olduğunu gösteriyor.

Prof. Dr. Doğan Yaşar: “Yağışlar 2 kat artarsa barajlar rahatlar”

Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’in en önemli su kaynağı olan Tahtalı Barajı’ndaki kritik seviyenin, uzun süren kuraklıktan kaynaklandığını belirtti.

“Ekim ayında 81 kilogram yağış kaydedildi ama bu yağışların büyük bölümü kuru toprak ve bitkiler tarafından emildi. Eğer önümüzdeki aylarda yağış miktarı mevsim normallerinin iki katına çıkarsa, Tahtalı Barajı’nın doluluk oranı bahar aylarında %20 seviyelerine ulaşabilir.”

Yaşar, İzmir’in Türkiye’de en pahalı suyu kullanan şehir olmasının nedenini de yeraltı sularının aşırı tüketimine bağladı.

“Yeraltı suları 450 metreye düştü”

Prof. Dr. Yaşar, “15–20 yıl önce 40–50 metreden çekilen yeraltı suları bugün 450 metreye kadar düştü. Bu gidişle 2035’ten sonra benzer bir kuraklık yaşandığında su 1000 metre derinlikten çekilmek zorunda kalacak. Bu da çok büyük enerji harcaması demektir.” dedi.

Uzman, çözüm olarak Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan gri suyun tarıma kazandırılmasını önerdi:

“Tesis günde 500 bin metreküp su üretiyor. Bu su Menemen ve Gediz ovalarına verilmeli. Böylece yeraltı suyu çekimi azalır, akiferler yeniden dolabilir.”

Su krizi kapıda: Acil tasarruf şart

Uzmanlara göre İzmir’in önümüzdeki aylarda daha ciddi su sıkıntıları yaşamaması için hem belediye hem de vatandaş düzeyinde acil önlemler alınmalı. Sulama saatlerinin kısıtlanması, park ve bahçe sulamasında arıtılmış su kullanımı, evsel su tüketiminde farkındalık kampanyaları, kaçak su kullanımının önlenmesi gibi önlemler hayati önem taşıyor.