Bloomberg HT'de yer alan bir habere göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) için, ilk faiz indiriminin bu ay yapılması bekleniyor.
Bank of America Türkiye Ekonomisti Zümrüt İmamoğlu, Türkiye'deki yıl sonu enflasyon tahminlerini, özellikle gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 44-45 seviyelerine revize ettiklerini belirtti.
İmamoğlu, enflasyonla mücadelede uygulanan sıkı para politikasının, geniş bir programın parçası olduğunu ve ekonomiyi şoka uğratmadan yavaşça bir sıkılaştırma süreci izlediklerini ifade etti.
"250 baz puanlık indirim olacak"
İmamoğlu, dezenflasyon sürecinin yumuşak bir inişle tutarlı bir şekilde ilerlediğini vurguladı ve faiz indiriminin bu ay 250 baz puan civarında olacağını, ancak bu seviyenin biraz daha düşük olabileceğini belirtti.
Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay ise, TCMB'nin faiz indirimi konusunda temkinli bir duruş sergileyeceğini, bu ayki indiriminin 250 baz puan olabileceğini ancak daha küçük bir indirimin de mümkün olduğunu öngördü.
Onay, enflasyon ve büyüme arasındaki dengenin 2025'te daha belirgin hale gelmesini beklerken, faiz indirimlerine rağmen ekonomik aktivite ve istihdamda ek baskılar olabileceğini belirtti.
Dezenflasyon sürecini destekleyecek bazı olumsuz faktörler var
Neuberger Berman Gelişen Ülkeler Direktörü Kaan Nazlı, yıl sonu enflasyonunun Merkez Bankası'nın tahmininden yüksek olabileceğini, ancak iç talep zayıflığı ve düşük petrol fiyatlarının dezenflasyon sürecini destekleyeceğini ifade etti.
Nazlı, TCMB'nin bu ay 150-250 baz puan arasında bir faiz indirimi yapabileceğini öngördü.
Yatırımcılar açısından, bankacılık ve otomotiv sektörlerine olan ilgilerin arttığı gözlemleniyor. Ayrıca, enflasyondaki düşüş kalıcı hale geldikçe yatırımların daha uzun vadeli araçlara yönelmesi bekleniyor.
"Yatırımlar daha uzun vadeli araçlara kayabilir"
Kaan Nazlı, Türkiye'nin sermaye piyasalarına 2023 yılında 16 milyar dolar doğrudan alım olmak üzere toplam 23 milyar dolar sermaye girişi gerçekleştiğini belirtti. Ancak bu sermayenin genellikle kısa vadeli yatırım araçlarına yöneldiğini vurguladı.
Nazlı, enflasyondaki düşüşün kalıcı hale gelmesi ve faiz indirimlerinin sürmesiyle birlikte, yatırımların daha uzun vadeli araçlara kayacağını öngördü. Bu durumun şirketlerin TL cinsinden tahvil ihracını kolaylaştıracağını da sözlerine ekledi.
Makroekonomik durumdaki iyileşme ile birlikte, hisse senetlerinden bu yıl 2-3 milyar dolar çıkış olduğu gözlemlendi. Bu çıkışın ardında küresel riskler ve kurla ilgili tedirginlik olduğu düşünülüyor.
Bankacılık ve otomotiv sektörüne ilgi artıyor
Londra'da yapılan son yatırımcı buluşmalarında, bankacılık ve otomotiv sektörlerine olan ilgilerin arttığı gözlemlendi. Bu durum, kur risklerinin azalmasıyla birlikte uzun vadeli sermaye girişlerinin önünü açabilir.
Son olarak, Nazlı, Türk lirasının reel olarak değer kazanmasının ve maliyet baskılarının hafiflemesinin enflasyondaki düşüşü destekleyen faktörler arasında yer aldığını belirtti. Ancak, petrol ve doğalgaz fiyatlarında olabilecek jeopolitik riskler veya ABD'nin para politikalarındaki belirsizliklerin olumsuz etki yaratabileceği ihtimali de dile getirildi.
Özetle, Türkiye'de dezenflasyon süreci beklenenden biraz daha yavaş ilerlese de, ekonomi politikalarının hedeflenen "yumuşak iniş"le uyumlu olduğu ve enflasyonun kontrol altına alınarak, yatırım ortamının iyileşmesi gerektiği görüşü hâkim.